İş

TCMB: Liraizasyon stratejisi tüm unsurlarıyla devam edecek

TCMB, fiyat istikrarının kalıcı ve sürdürülebilir bir biçimde kurumsallaştırılması amacıyla Liraizasyon Stratejisinin tüm unsurlarını uygulayacağını belirtmiştir.

21 Mayıs’ta gerçekleştirilen Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası PPK Para Politikası Toplantısı Özeti yayımlandı.

Özetle, “Kurul, 2023 Para Politikası ve Liraizasyon Stratejisinde de belirtildiği üzere finansal transfer mekanizmasının işleyişini desteklemek için elindeki araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecek ve fonlama kanalları başta olmak üzere tüm politika araç setini amaçlarla uyumlu hale getirecektir.” Bu süreçte politika araçlarında Türk lirası mevduat kullanılacaktır. döviz rezervlerini güçlendirdiği söylendi.

Özet şu şekildedir;

“Nisan ayında tüketici fiyatları yüzde 2,39 artarken, yıllık enflasyon 6,83 puan azalarak yüzde 43,68 oldu. Yıllık enflasyon tüm kümelerde, daha belirgin olarak güç ve gıda kümelerinde gerilemiştir. Enerji fiyatlarındaki belirgin düşüşün sürmesiyle birlikte üretici fiyatlarındaki aylık artış sınırlı kalmış ve yıllık üretici enflasyonundaki düşüş eğilimi sürmüştür. Bu görünüm altında, B göstergesinde mevsimsellikten arındırılmış verilerdeki aylık artışlar yavaşlamaya devam ederken, C göstergesi sınırlı bir artış göstermiş, her iki göstergede de yıllık enflasyon gerilemiştir.

Nisan ayında gıda ve alkolsüz içecekler grubu fiyatları yüzde 3,95 artmış, küme yıllık enflasyonu 13,97 puan azalarak yüzde 53,92 olmuştur. Yıllık enflasyon işlenmemiş gıdada 13,24 puan azalışla yüzde 52,70, işlenmiş gıdada 13,93 puan azalışla yüzde 57,75 oldu. Mevsimsellikten arındırılmış veriler, Nisan ayında sebze kümelenmesi nedeniyle yaş meyve ve sebze fiyatlarının arttığına işaret etmektedir. Yaş meyve ve sebze dışı işlenmemiş gıda fiyatlarındaki gelişmeler incelendiğinde kırmızı ve beyaz et fiyatlarındaki artışların devam ettiği görülmektedir. İşlenmiş gıda alt grubu aylık fiyat artışı yavaşlama eğilimini sürdürerek yüzde 0,97 ile sınırlı bir artış göstermiştir. İşlenmiş et ürünleri hariç küme genelinde ılımlı fiyat hareketleri gözlenirken, ekmek ve tahıllar grubundaki fiyat artışındaki yavaşlama dikkat çekti.

Enerji fiyatları aylık bazda yüzde 3,86 oranında sert gerilerken, yıllık küme enflasyonu 14,47 puan gerileyerek yüzde 21,19 oldu. Bu gelişmede küresel fiyat hareketlerinin olumlu etkileri hissedildi. Bu dönemde hanehalkı elektrik tarifeleri yüzde 15, akaryakıt (yüzde -1,24) ve tüpgaz (yüzde -4,66) fiyatları da geriledi. Şebeke suyu ise fiyat artışı (yüzde 1,74) nedeniyle kümelenme görünümünden uzaklaşmaya devam etti. Mayıs ayında da elektrik fiyatlarındaki düşüşün devam edeceği değerlendiriliyor.

Hizmetler kümesinde fiyatlar yüzde 3,89 oranında artarken, kümede yıllık enflasyon 1,31 puan gerileyerek yüzde 58,62 oldu. Bu dönemde yıllık enflasyon, ulaştırma ve lokanta-otel alt kümelerinde, daha belirgin olarak ulaştırmada gerilerken, diğer hizmetler kümesinde yatay seyrederken, kira ve haberleşme alt kümelerinde artış kaydetmiştir. Aylık bazda incelendiğinde, karayoluyla şehirlerarası yolcu taşımacılığındaki artışın etkisiyle ulaştırma hizmetleri fiyatları yüzde 3,08 artmış, alt kümede yıllık enflasyon 11,68 puan azalarak yüzde 45,44 olmuştur. Başta kırmızı et olmak üzere gıda fiyatlarındaki görünümle birlikte lokanta-otel kümelenmesinde aylık fiyat artışları yüksek seviyesini (yüzde 4,24) korurken, alt kümede yıllık enflasyon 4,32 puan gerileyerek yüzde 66,41 oldu. Diğer hizmetler alt grubundaki artışta (yüzde 2,70) ağırlıklı olarak paket türleri, bakım-onarım ve eğitim kalemleri etkili olmuştur. Aylık bazda kiralardaki yüzde 4,37’lik artışla birlikte yıllık enflasyon yüzde 66,76’ya yükseldi. İletişim alt grubunda fiyatlar yüzde 8,02 artarken, bu gelişmede cep telefonu görüşmeleri ve internet fiyatlarındaki artış belirleyici oldu.

Temel mal grubunda yıllık enflasyon 2,42 puan azalarak yüzde 34,16 olmuştur. Yıllık enflasyonun alt kümeler genelinde gerilediği gözlendi. Güçlü mal (altın hariç) fiyatları aylık bazda yüzde 3,05 artarken, alt kümede yıllık enflasyon 2,74 puan azalarak yüzde 37,47 oldu. Nisan ayında fiyat artışları otomobil ve beyaz eşya kalemlerinde güçlenirken, mobilyada yavaşlamıştır. Diğer temel mal grubunda fiyatlar yüzde 1,09 oranında artarken, yıllık enflasyon 1,15 puan azalarak yüzde 43,33 olmuştur. Perakende ilaç satışlarında uygulanan yasal kârlılık ölçeklerinde Mart ayı ortasında yapılan güncellemenin etkilerinin sürmesiyle ilaç fiyatları yüzde 5,36 oranında artmış ve aylık fiyat artışında alt küme öne çıkmıştır. Giyim ve ayakkabı grubunda fiyatlar yüzde 3,80 artmış, yıllık enflasyon 3,49 puan azalarak yüzde 12,77 olmuştur. Giyim ve ayakkabı kümelenmesinde yazlık ürünlerin endekse giriş ayının Nisan’dan Mayıs’a kaymasını içeren sistem değişikliğinin bu iki ayda endekste beklenen etkileri de apayrı bir konu.

Mayıs ayı Piyasa Katılımcı Anketi sonuçlarına göre önümüzdeki on iki aya ilişkin enflasyon beklentisi 1,18 puan azalarak yüzde 29,84 oldu. Önümüzdeki 24 aya ilişkin enflasyon beklentisi yüzde 17,74, gelecek beş yıla ilişkin enflasyon beklentisi ise yüzde 8,22 oldu.

Enflasyonu Etkileyen Faktörler ve Riskler

Son dönemde iktisadi faaliyete ilişkin bilgiler iddia edilenden daha olumlu olmakla birlikte, gelişmiş ülke ekonomilerinde jeopolitik riskler ve faiz artışlarının da etkisiyle durgunluk dalgalanmalarının devam ettiği ve arka arkaya gelen banka iflaslarının finansal istikrarı tehdit eden koşulları tetiklediği görülmektedir. .

Türkiye’nin geliştirdiği stratejik analiz araçları sayesinde başta temel gıda olmak üzere bazı branşlardaki arz sıkışıklığının olumsuz etkileri azaltılmış olsa da, uluslararası ölçekte üretici ve tüketici enflasyonu yüksek seviyelerini koruyor. Yüksek küresel enflasyonun enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakından takip edilmektedir.

Gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikası adımları ve temaslarındaki ayrışma, ülkelerin ortasındaki farklılaşan ekonomik görünüm nedeniyle devam etse de, takas anlaşmaları ve yeni likidite imkanları ile finansal istikrarı önceleyen eşgüdümlü adımlar atılmaktadır. Finansal piyasalar, merkez bankalarının faiz artırım döngülerini yakında sonlandıracaklarına dair beklentileri yansıtıyor.

Gelişmekte olan ülkelere yönelik portföy akımlarında, Mayıs ayında borsalara girişler devam ederken, borçlanma senetleri piyasalarından çıkışlar gözlendi. Ancak, gelişmiş ülkelerin uzun vadeli tahvil faizlerindeki oynaklık ve küresel finansal koşulların seyri, gelişmekte olan ülkelere yönelik portföy akımlarının risklerini canlı tutuyor.

Uluslararası emtia fiyatları Nisan ayı ortasına kadar yükseldikten sonra tekrar gerilemeye başladı. Söz konusu gelişme alt kümelenmelere yayılırken, güç alt endeksindeki düşüşün daha belirgin olduğu görülmektedir. Güç alt endeksindeki düşüş ham petrolle sınırlı kalmayıp propan, bütan ve doğalgaz gibi işlerde de gözlendi. Nisan ayında küresel tedarik zincirindeki baskı göstergeleri tarihsel eğiliminin altında kalmış ve uluslararası nakliye maliyetlerinde ölçülü seyir korunmuştur. Bu görünüm altında üretici fiyatları sınırlı olarak yüzde 0,81 artmış, yıllık üretici enflasyonu 10,34 puan azalarak yüzde 52,11 olmuştur.

Uluslararası gelişmelerin yanı sıra başta doğal gaz olmak üzere elektrik tüketiminin temeli enflasyondaki düşüş sürecini olumlu etkiliyor. Mayıs ayında hanelere arz edilen doğal gazın tamamının ve önümüzdeki 11 ay boyunca 25 metreküpün ücretsiz olarak sunulacak olması, doğalgazın değerli ağırlığı nedeniyle önümüzdeki aylarda fiyatları beklentileri aşarak güçlü bir şekilde düşürücü etki yapabilir. Doğalgazın tüketim sepetinde yer alması ve uygulamanın tüm ülkeyi kapsaması. Alçaltıcı etki ve ek takviyelerden bahsedilmezse yılın son çeyreğinde havaların soğuması ve ısınma amaçlı elektrik tüketimi ile birlikte kademeli olarak endeksten çıkarılacaktır.

Uygulanan bütüncül politikaların pekiştirilmesiyle enflasyonun seviye ve eğilimindeki iyileşme sürmekle birlikte, depremin neden olduğu arz-talep dengesizliklerinin enflasyon üzerindeki etkileri yakından takip edilmektedir.

Yüzyılın felaketi öncesi öncü göstergeler, 2023 yılının ilk çeyreğinde iç talebin dış talebe göre daha canlı seyrettiğine ve büyüme trendinin yükselişe geçtiğine işaret ediyordu. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretim endeksi Şubat ayında aylık bazda yüzde 5,9 azalırken, Mart ayında yüzde 5,5 ile dikkat çekici bir toparlanma gösterdi. Böylece yılın ilk çeyreğinde afetin etkilerine rağmen sanayi üretim endeksi çeyreklik bazda yüzde 0,4 arttı. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış perakende satış miktar endeksi ise Şubat ayındaki daralmanın ardından Mart ayında aylık bazda yüzde 7,3 artarak afet öncesi seviyenin üzerine çıktı. Böylece, endeks ilk çeyrekte bir önceki çeyreğe göre yüzde 6,5 yükselerek iç talebin güçlü seyrini teyit etmiştir. Tüketim talebine ilişkin diğer göstergeler ve anket bilgileri, Şubat ayında afetlerin etkisiyle gerileyen üretim ve tüketimin Mart ayından itibaren güçlü bir toparlanma eğilimi gösterdiğine ve iç talebin dış talebe göre daha güçlü olduğuna işaret etmektedir.

Güncel bilgiler, deprem bölgesindeki ekonomik aktivitenin beklenenden daha hızlı toparlandığını gösteriyor ve depremin orta vadede Türkiye ekonomisinin performansı üzerinde kalıcı bir etkisinin olmayacağı netleşiyor. Kartlı harcamalar, afetten daha ağır etkilenen illerde Mayıs ortası prestijiyle deprem öncesi seviyelere toparlanmaya devam ederken, afet bölgesindeki diğer illerde sarsıntı öncesi seviyelerin üzerinde seyrediyor. Emsal formda, mevsim etkilerinden arındırılmış afet bölgesinden yapılan ihracat, Şubat ayındaki düşüşün ardından Mayıs ayının prestijiyle afet öncesi seviyeye yakınsamaya devam ediyor. Saha görüşmelerinden elde edilen detaylı bilgiler de afet bölgesindeki toparlanma trendinin güçlü bir şekilde devam ettiğini ve sektörel bazda üretim kapasitesinde orta vadeli bir kayıp yaşanmadığını teyit ediyor.

Mevsim etkilerinden arındırılmış istihdam, Şubat ayındaki düşüşün ardından Mart ayında nispeten yatay bir seyir izlemiştir. Böylece istihdam ilk çeyrekte 195 bin kişi artarken, bir önceki çeyreğe göre yüzde 0,6 arttı. Mart ayında mevsim etkilerinden arındırılmış işgücüne katılım oranı neredeyse aynı kalırken, istihdamdaki sınırlı artışın etkisiyle işsizlik oranı yüzde 10’da değişmedi. Çeyrekler itibarıyla değerlendirildiğinde, ilk çeyrekte işgücüne katılma oranı yüzde 53,7 olurken, işsizlik oranı 0,3 puan azalarak yüzde 9,9 oldu. Depremin afet bölgesindeki işgücü piyasasına etkisi önümüzdeki aylarda daha net değerlendirilecek. İstihdam bilgi akışının yanı sıra anket göstergeleri ve yüksek frekanslı veriler de yakından takip edilmektedir. İstihdam beklentileri, iş ilanları ve iş başvurularına ilişkin veriler, afet sonrası sınırlı ivme kaybına ve ardından gelen güçlü toparlanmaya rağmen, ülke genelinde istihdamdaki artış eğiliminin devam ettiğini gösteriyor.

Büyümenin bileşiminde sürdürülebilir bileşenlerin payı yüksek olmakla birlikte, turizmin mevcut süreçlerin istikrarına beklentileri aşan güçlü katkısı yılın tüm aylarına yayılarak devam ediyor. Ayrıca, yurt içi tüketim talebindeki artışın devam etmesi, yüksek elektrik fiyatları ve ana ihracat pazarlarındaki zayıf ekonomik aktivite, cari denge istikrarına ilişkin riskleri canlı tutuyor. Mevcut süreçlerin sürdürülebilir seviyelerde istikrarı fiyat istikrarı açısından değerlidir.

Para Politikası

Para politikası duruşu, temkinli bir yaklaşımla, sürdürülebilir fiyat istikrarı hedefine odaklanılarak, enflasyon görünümüne ilişkin risklerin kaynağı, kalıcılığı ve para politikası tarafından ne ölçüde kontrol edilebileceği dikkate alınarak belirlenecektir.

Para politikasında sürdürülebilir fiyat istikrarı hedefi doğrultusunda, finansal istikrara yönelik riskleri de dikkate alan liraizasyon odaklı bir yaklaşım sergilenmeye devam edilecektir. Kredilerin büyüme hızı ve ulaşılan finansman kaynaklarının amacına uygun olarak ekonomik aktivite ile buluşması yakından takip edilmektedir.

Kurul, afetin etkilerini en aza indirmek ve gerekli dönüşümü desteklemek için uygun mali koşulların oluşturulmasına öncelik verecek. Sanayi üretimindeki ivmenin ve istihdamdaki artış trendinin sürdürülmesi açısından finansal koşulların desteklenmesi deprem sonrası daha da değerli hale geldi. Bu çerçevede Kurul, politika faizini sabit tutma kararı almıştır. Kurul, para politikası duruşunun fiyat istikrarı ve finansal istikrarı koruyarak deprem sonrası gerekli toparlanmayı desteklemek için yeterli olduğu görüşündedir. 2023 yılının ilk yarısında meydana gelen depremin etkileri yakından takip ediliyor.

TCMB, fiyat istikrarının kalıcı ve sürdürülebilir bir biçimde kurumsallaştırılması amacıyla Liraizasyon Stratejisini tüm unsurlarıyla uygulayacaktır. Kurul, 2023 Para Politikası ve Liraizasyon Stratejisinde de belirtildiği üzere nakit transfer sisteminin etkinliğini destekleyecek araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecek ve fonlama kanalları başta olmak üzere tüm politika araç setini liraizasyon hedefleri ile uyumlu hale getirecektir. Bu süreçte, Türk lirası mevduatın gelişiminin desteklenmesi, Açık Piyasa İşlemleri fonlamasının teminat yapısında Türk lirası cinsinden varlıkların artırılması, fonlama kompozisyonundaki takas yükünün azaltılması ve döviz rezervlerini güçlendirmek.

Uzun vadeli, sabit getirili ve Türk lirası varlıklara olan talep artmakta olup, nakit transferlerinin aktif tarafında getiri eğrisinin seyri yakından takip edilmektedir. Kurul, kredilerin büyüme hızı ile birlikte amaca yönelik alanlarda etkinlik artışı sağlayan kredilerin finansman maliyetlerinin transferin korunmasını sağlayacak şekilde gelişimini takip edecek.

Bu kapsamda, Türk lirası likidite ve dağılımındaki gelişmelerin mevduat ve kredi fiyatlamalarına, döviz kuru gelişmelerinin enflasyona, para korumalı mevduatlara ilişkin gelişmelerin karşı para ikamesine, yabancı para arzının derinliği ve istikrarına etkileri incelenmektedir. döviz piyasaları ve fiyat istikrarı analiz edilerek gerekli politika tedbirleri alınmaktadır. oluşturulmaya devam ediyor.

TCMB, fiyat istikrarı temel hedefi doğrultusunda, enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler ortaya çıkana ve orta vadeli yüzde 5 hedefi sağlanana kadar elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir.

Fiyatlar genel seviyesinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesi ve döviz rezervlerindeki artış eğiliminin devam etmesi ve finansman maliyetlerindeki kalıcı düşüş yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu yönde etkileyecektir. . Böylece yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir biçimde devam etmesi için uygun bir zemin oluşturulmuş olacaktır.

Kurul, fiyat istikrarının sağlanması amacıyla tüm paydaşları kapsayan ve politika bütünlüğü güçlü bütüncül bir makro politika bileşiminin oluşturulmasını desteklemektedir.

Kurul, kararlarını şeffaf, öngörülebilir ve bilgi odaklı bir çerçevede almaya devam edecektir.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu